Maxilla yüzün orta kısmını oluşturan bir çift kemiktir. Üstte her iki tarafta elmacık kemiği, alın kemiği ve burun kemikleri ile oynamaz şekilde bağlantılıdır . Maksillanın(üst çene kemiği) büyük kısmı sinus dediğimiz hava dolu boşluklardan oluşmaktadır.
Maxilla kırıkları nasal, mandibular ve malar(elmacık kemiği) kırıklardan daha az görülmekte ve tüm yüz kırıklarının % 10-20’sini oluşturmaktadır. Erkeklerde kadınlara oranla 4-5 kez daha fazla görülür. Bunun sebebi erkeklerin daha sık risk taşıyan davranışlarda bulunmalarıdır. En sık 21-30 yaş arasında görülür. Olguların %75’i 10-40 yaştadır. Motorlu araç yaralanması en sık nedendir. Diğer sebepler; saldırı, düşme-çarpma, iş kazaları ve spor yaralanmalarıdır. Beraberinde laserasyon, abrasyon, nörolojik yaralanmalar ve diğer maksillofasyal kırıklar olabilir. En sık Le Fort II (yüzen maxilla) (%38-50), en seyrek olarak da Le Fort III (Kraniofasial ayrışma) (%9-12) kırığına rastlanır.
Maksillofasiyal travma sonrası kırıklarda tanı ilgili uzman tarafından yapılan muayne ve bilgisayarlı tomogrofi, direk grafiler gibi ileri tetkiklerle konulur.
Maxilla kırıkları ağız içinden veya yaralanma esnasında oluşan deri kesilerden girilerek kırık hatları plak ve vidalar ile sabitlenir. Eskiden tel ile fiksasyon uygulanırken günümüzde yaygın olarak titanium plaklar ve son dönemlerde eriyebilen plak ve vidalar kullanılabilmektedir. Operasyon sonrası dönemde hasta 5-6 hafta sure ile yumuşak gıda ile beslenir.
Leave a Comment